Gözlüğün İcadı ve Tarihçesi
1200’lü yıllara kadar görme bozukluklarının bir çaresi yoktu.
Bu yıllarda yakınlaştırıcı mercek kullanarak gözlükler icat edildi. Gözlüğün
mucidinin kim olduğu bilinmiyor. Gözlüğün icadıyla birlikte bilim insanları,
zanaatkarlar ve yazarlar yaşlılık dönemlerinde de çalışma olanağı buldu.
1450’lerde seri üretilen ve ucuz olan okuma gözlüklerinin
kullanımı yaygındı.
Daha sonra uzaktaki nesneleri görmeye yarayan merceklere
sahip gözlükler geliştirildi.
Günümüzde ‘’çift odaklı’’ ya da ‘’bifokal’’ denilen ve hem
uzağı hem yakını gösteren gözlüğü ise Amerikalı devlet adamı ve mucit Benjamin
Franklin bulmuştu. Bu gözlük hem yakını hem uzağı görmek için ayrı merceklere
sahip olduğundan yakın ve uzak için gözlük değiştirme ihtiyacını ortadan kaldırdı.
İlk gözlükler sapsızdı ve gerektiğinde gözlerin önünde elle
tutuluyordu. Kıskaç gözlük ismi verilen tip ise burnun üstüne takılıyordu. O
zamanlarda insanlar hangi gözlüğün kendilerine uygun olduğunu anlamak için birçok
merceği denemek zorunda kalıyordu. 1800’lü yıllarda doktorlar doğru merceği
önermek için göz muayenesi yapmaya başladı.
Günümüzde hem çerçeve hem de mercek yapımında plastiklerden
yararlanılıyor. Plastik mercekler cam merceklere göre daha dayanıklı ve hafif.
Ayrıca özel kimyasallarla çizilmez olabiliyorlar ve güneşin zararlı ışınlarından
da koruyabiliyorlar.
Aşağı yukarı 600 yıl boyunca görme problemlerinin tek çaresi
gözlüktü. Fakat gözlük takmaktan rahatsız olan ya da gözlüğü kendine
yakıştıramayan insanlar da var. Onlar için 1887’de göze doğrudan takılan
mercekler icat edildi. Ancak kalın camlı ve ağır olan bu mercekler pek
kullanışlı değildi. Günümüzde ise 100 milyondan fazla insan plastikten yapılan
ve daha rahat olan kontakt lensleri kullanıyor.
Bulanık göz merceğine sahip katarakt hastaları için
kullanılan plastik implantlar da göz merceğini çıkarıp yerine plastik mercek
takılmasına dayanıyor ve bu işlem sadece 20 dakika sürüyor. Üstelik işlem
esnasında hasta uyanık oluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder